Eski zamanlarda 
Ramazan eğlenceleri

Ramazan, tarihten bugüne kadar uzanan ve her dönemde kendine özgü gelenekleriyle kutlanan, maneviyatın ve birlikteliğin ön planda olduğu özel bir ay. Bu tanımı, belki de Ramazan’a atfedilen “11 ayın sultanı” ifadesi özetliyor.  Toplumun tüm kesimleri tarafından geniş bir yelpazede çeşitli adet ve ritüellerle kutlanan Ramazan; tarihin tüm dönemlerinde toplumsal dayanışmayı ve maneviyatı pekiştiren bir dizi özel etkinlik ve gelenekle zenginleştirilmiştir. Günümüzde bu geleneklerin bir kısmı devam ettirilirken bazıları zamanla evrilmiş veya unutulmuş olabilir. Dün neler yapılıyordu, bu özel ay toplumsal hayata nasıl tezahür ediyordu hatırlayalım, hatırlatalım istedik.

Eski zamanlarda özellikle de dönemin başkenti İstanbul’da Ramazan, tüm şehri sarıp sarmalayan, gündüzleri oruçla maneviyatın derinliklerine dalınan, geceleriyse birbirinden renkli etkinliklerle şenlenen bir ay olarak geçerdi. Günün huzur ve sükuneti, iftar sonrasında yerini hareketli sokaklara, cıvıl cıvıl çarşılara bırakırdı. Ramazan geceleri, şehrin sosyal hayatına etki eder; insanları bir araya getiren, toplumsal dayanışmayı ve kaynaşmayı artıran etkinliklere vesile olurdu.

İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul Araştırmaları Anabilim Dalı’ndan Mutlu Toparslan’ın “XIX. Yüzyıl İstanbul Kültüründe Ramazan Eğlenceleri adlı yüksek lisans tezini okuduğumuzda, karşılaştığımız döneme dair önemli bilgiler yazımızın temelini oluşturacak.

Yazarının “Bu çalışma, XIX. yüzyıl İstanbul kültüründe Ramazan eğlence, merasim ve âdetlerini konu edinmektedir. Çalışmamız boyunca, dönemin önemli mecmuaları ile arşiv kayıtlarından, yerli ve yabancı araştırma ve eserler ile seyyahların eserlerinden istifade edilmiştir” şeklinde özetlediği bu çalışmanın tamamına şu linkten erişebilirsiniz.

ÖNCE KONAK VE SARAYLAR

Sokaklara çıkmadan önce kısaca konaklarda ve sarayda ne tür etkinlikler, eğlenceler düzenlenirdi, onlara bakalım:

Yılın hemen her döneminde konaklarda toplanılıp sohbetler düzenlenmesi; özellikle ilim, irfan sahibi insanların bir araya gelip konuşmaları ve mahalle insanının da zaman zaman bu sohbetlere katılabilmesi günlük hayatın bir parçasıydı. Ancak Ramazan geldiğinde konaklardaki bu buluşmalar daha sıklaşır, daha ehemmiyet kazanırdı.

Yakın zamandaki bir başka blog yazımızda anlattığımız üzere “Helva sohbetleri” bu Ramazan buluşmaları içinde en çok bilinenler arasında. Un Helvası, Gaziler Helvası, Memnuniye, İrmik Helvası, Helvay-ı Hakani, Cem Sultan Helvası, Keten Helvası, Ayva Helvası, Hersude, Acı Helva, Kabak Helvası ve Karsanbaç gibi helvaların pişirildiği bu buluşmalarda sohbetler yapılırdı. Mutlu Toparslan şöyle anlatıyor bu buluşmaları: “Dönemin Ramazan gecelerinde, köylerden kasabalara; saraydan konaklara kadar yaygın olan bir halk geleneği olan Helva Sohbetleri kimi zaman da meddah öyküleri, kukla ve karagöz etkinliklerinin de sergilenmesi ile daha da renkli bir hal alırdı. Kış mevsiminde, Ramazanların en eğlenceli unsurlarından biri olan Helva Sohbetleri, bilhassa İbrahim Paşa döneminin en tercih edilen toplantılarındandı. Bu toplantılara zaman zaman Osmanlı sultanları da katılmıştır.”

Konaklarda ve sarayda dikkat çeken bir başka etkinlik ise kuşku yok ki iftar davetleriydi. Sözü yine yazarına bırakalım: “Ramazan ayı, iftar davetlerinin yoğun olduğu bir aydı ve her hane sahibi, sahip olduğu ekonomik güç nispetinde evini eş, dost ve akraba gibi konuklarına açarak iftar davetlerinde bulunurdu. Bu davetler özellikle ileri gelen kişilerin konaklarında büyük ziyafetler halini alırdı. Vüzerâ ve ileri gelen diğer kişilerin hanelerinde özel davetler verildiği gibi, bu hanelerin kapıları fakir halk için de açık olurdu. Hususi misafirler dışında fakir fukara için de sofralar hazırlanır, gelenler geri çevrilmezdi.”

Konaklardaki iftar davetleri arasında sadrazamların saraylarındaki ve şeyhülislamların konaklarındaki davetlere ayrıca önem verilirdi. Bu davetlere ağırlıklı olarak devlet ricali katılır, davetlilere özel hediyeler sunulurdu.

Ramazan’a özel törenler içinde özel bir yeri olan “Hırka-i Saadet Merasimi”ne dair şu bilgileri paylaşıyor Toparslan:

“Peygamberimizin, ashabından Kab. B. Zübeyr’e hediye ettiği ve bugün Topkapı Sarayı’nda sergilenen hırka, yaygın olarak ‘Hırka-i Saadet’ adıyla anılmaktadır. Bu hırkadan farklı olarak Peygamberimizin Veysel Karani’ye verilmesini vasiyet ettiği söylenen bir hırka daha vardır ve İstanbul’da Fatih semtindeki camiye de adını vermiş olan bu hırkaya ‘Hırka-ı Şerif’ denmektedir. Sarayın Has Oda’sında, Oda Ağası’nın koruması altında olan Hırka-ı Saadet’in nöbeti 24 saat sürerdi (Atasoy, 1998: 374-377). Osmanlı sarayına getirilmesinin akabinde padişahlar tarafından çok kere ziyaret edilen Hırka-i Saadet, Ramazan’da, muayyen günlerde resmi ziyaretlere de muhatap olmuştur. XVIII. yüzyıldan itibaren Ramazan’ın on beşinci günü öğle namazından sonra gerçekleştirilen ziyaretler için bir gün öncesinden gerekli temizlikler yapılır ve o günün sabah namazı Hırka-i Saadet dairesinde cemaatle eda edilirdi (Pakalın, 1971: 809).”

Osmanlı’da yeniçerilerin Ramazan ayı geleneklerinden biri olan “Baklava Alayı” ise Ramazan ayının on beşinci günü icrâ edilen Hırka-i Şerif ziyaretinden sonra meydana gelirdi. Baklavaların pişirilmesi ve tatlandırılması için 25 çeki odun kullanılır ve baklavalar Padişah’ın askere iltifatı olarak saraydan yeniçeri kışlasına gönderilirdi.

SOKAKLARDA RAMAZAN KUTLAMALARI

Konak ve saraylarda yukarıda anlattıklarımız yaşanırken, sokaklara da Ramazan’a özel bir hava hakim olurdu. Bunların arasında herhalde en ünlü ve önemlisi de Direkler Arasında Ramazan Eğlenceleri’ydi.

Şehzadebaşı Caddesi’nin bir parçasının eski adı olan Direklerarası, Reşat Ekrem Koçu’nun aktarımına göre, 1934 tarihli Belediye Şehir Rehberi’nde, Şehzadebaşı Caddesi’nin Onaltımart Şehitleri Caddesi ile Dede Efendi Caddesi’nin kavşak noktaları arasında kalan parçasıydı. Türk Ansiklopedisi’nde verilen bilgilere göre ise; Bizans çağında İstanbul’un ana caddesi Mese’nin bir parçasıydı ve o dönemdeki adı “Filadelfion” idi. Kalenderhane Cami’sinin önünden başlardı. Bu caddenin bir kısmını kaplayan sütunlar dolayısı ile Direklerarası adını almıştı.

Bu eğlenceleri yine bir alıntı ile aktaralım:

“Direklerarası, Ramazan gecelerinin en çok tercih edilen ve dolayısıyla en fazla kalabalık olan yerlerinin başında gelmekteydi. Kahveleri ve çaycı dükkânları ile tulumbacı kahveleri, önemli hazırlıklara ev sahipliği yapardı. İçleri hıncahınç kalabalıkla dolan yemek yerlerinde, garsonlar bellerinde peştamallarle, ellerinde şakırdattıkları maşaları sallayarak dört bir tarafa bağırırlardı. Kahvelerin sahipleri için garsonların genç, çevik ve bu işlerde yatkınlığa sahip olmaları çok önemliydi. Bazı kahvelerde saz şairleri de bulunurdu.”

Bu etkinlikler içinde “tiyatro”, “meddahlar”, “tuluat” gibi alt başlıklar açıp, her biri üzerine sayfalarca yazmak mümkün. Özellikle “Hacivat ve Karagöz” gösterilerinin halk tarafından büyük rağbet gördüğü de o döneme dair bilgiler arasında yer alıyor.

Ramazan ayının en ilgi çeken eğlence unsurlarından biri de cambazlardı. Birbirinden farklı yetenekleriyle küçükten büyüğe Osmanlı halkının ilgisini cezbeden, yerli unsurlardan ziyade diğer ülkelerden gelenlerden müteşekkil cambaz takımları, Ramazan ayında İstanbul halkını şenlendirirdi.

Yaz Ramazanlarında Kâğıthane, İmrahor Köşkü, Küçüksu ve Çubuklu gibi mesire alanlarında toplu iftarlar yapıldığı, özellikle mehtap gecelerde dışarıda teravih namazları kılındığı da tarihi notlar arasında yer almakta. Bunların yanı sıra Haliç civarındaki fener alayları, Pera ve Galata çevresinde kapalı ve açık alanlarda düzenlenen eğlenceler da Ramazan boyunca İstanbul halkına farklı bir atmosfer sunan etkinliklerden.

Zaman içinde bu etkinliklerde pek çoğu kaybolmuş olsa da Ramazan ayıyla birlikte halen şehirlerimizdeki atmosfer değişiyor ve yerel yönetimlerin düzenlediği eğlencelerle eski gelenekler yaşatılmaya çalışılıyor. Öncelikle yazımıza kaynaklık eden “XIX. Yüzyıl İstanbul Kültüründe Ramazan Eğlenceleri adlı çalışması nedeniyle Mutlu Toparslan)a teşekkür ediyor ve bu vesiyleyle her birinizin Ramazan ayını kutluyoruz.

Uygulamamızı İndirdiniz mi?

En yakın Adile Sultan Ev Yemekleri şubesi cebinizde

adile
adile adile
BİZİMLE İRTİBATTA KALIN

Mutfağımızdaki yeniliklere dair haberler, özel indirim sürprizleri gibi gelişmelerden haberdar olmak ister misiniz? İletişim bilgilerinizi paylaşın, zaman zaman sizleri gelişmeler hakkında bilgilendirelim.